Con motivo di alcuni miei post relativi alla nuova (e vecchia) passione per il calcio a Cuba, anche in virtù del passaggio della meteora Pietro resta, il giovane e appassionato giornalista turco Sargin Teksal mi ha contattato ponendomi una serie di domande per pubblicare successivamente questo articolo sulla pagina web dell'Accademia Turca del Football. Sono naturalmente riconoscente e orgoglioso di questo interesse per la mia modesta pubblicazione e persona. La mia mamma, buonanima, era già stat rimproverata in più occasioni per non avermi mai insegnato il turco, nonostante lei fosse nata a Istanbul.
Teşekür ederìm (spero si scriva così).
http://www.futbolakademi.net/2015/05/baska-bir-futbol-dunyasi-kuba.html
Her geçen gün artan kazanma arzusuyla futbolu pençeleri arasına alan endüstriyelleşme yavaş yavaş insanları oyunun ruhundan uzaklaştırırken, hala Dünyanın bir ucunda profesyonel ligin olmadığı bir ülke var. İsmini futbol hariç hayatın her alanında duyabileceğimiz Küba’da yerel lig bu sene 100. Yılını kutluyor. Profesyonel ligin bulunmadığı ülkede ise futbolla ilgilenenelerin kafasında son zamanlarda hep aynı soru var:
Doğru yolda mıyız?
Şubat ayında başlayan Küba Ligi’nin (Campeonato Nacional de Futbol de Cuba) 100. yılını doldurduğu şu günlerde ülke tarihi açısından da önemli gelişmeler yaşanıyor. ABD-Küba ilişkilerinin uzun yıllar sonra yumuşamasının ardından Kübalı futbolcular da denizin ötesine geçme hayalleri kurmaya başladı. Küba Genç Milli takımı eski kaptanı ve gazeteci Osmany Torres’e göre; ‘’Ülkede oynanan futbolun kalitesi yüksek değil ve sadece Kübalı oyuncular var. Oyuncuların tekniklerini geliştirmeleri için yurtdışında oynama fırsatı yakamaları şart.’’
Amerikan Rüyası
Torres ile aynı fikirde olan bazı gençler bir şekilde karşı kıyıya geçerek, şanslarını denemek ve daha yüksek seviyedeki rekabete ortak olmak istiyor. Miami’de Edmonton forması giyen Andy Ramos da bu oyunculardan birisi. 21 yaşında Miami’ye giden genç kaleci, bu tercihinde futbol kariyeri ve ailesine destek olma arzusunun etkili olduğunu söylüyor. Panama’ya karşı ilk ve son kez milli formayı giydikten sonra Miami’deki kontratından dolayı bu hakkı bir daha yakalayamamaktan fazlasıyla şikayetçi; ‘’Yasalar gereği yurtdışındaki profesyonel liglerde kontratınız varsa, Küba milli takımında oynayamıyorsunuz. Politikaya girmek istemiyorum ama bana göre sporu seven insanlar kariyer tercihleri yüzünden milli takımdan uzaklaştırılmamalı.’’
Zevk mi, Zorunluluk mu?
Futbolun içinde olan genç nüfusun çoğu Osmany ve Andy ile aynı fikri paylaşırken, Küba’nın futbol dünyasındaki nev-i şahsına münhasır konumundan memnun olan insanlar da az değil. Latin Amerika topraklarında yetişen en büyük kalemlerden birisi olan Eduardo Galeano, futbolun zamandaki yolculuğunu ‘’Zevkten zorunluluğa doğru uzanan bir öykü’’ şeklinde tanımlarken, Küba’nın bu öykünün giriş kısmındaki karakterlerden birisi olmasını arzulayanlarda var. Bu düşüncenin destekçilerinden birisi de Aldo Abouaf.
1944 yılında Milano’da doğan Abouaf’ın Türkiye’yi de içinde bulunduran ilgi çekici bir hayat hikayesi var. Üsküdar’da doğan annesi dolayısıyla Can Bartu veŞükrü Gülesin gibi lejyonerleri İtalya’daki günlerinde ayrı bir gözle izleyen Abouaf’ın futbolculuk kariyeri amatör seviyede kalmış. 1983 yılında Havana’ya taşındıktan sonra Küba futbolunu yakından takip etme fırsatı bulan Abouaf’a göre;’’Ülke futbolundaki en büyük eksiklik taktik yetersizlik. Futbolcuların atletizm açısından eksiği olmamasına rağmen oyun bilgisi açısından problemleri var. Top ayağındayken gayet hızlı mesafe kateden oyuncular, topsuz oyunda ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu eksikliğin giderilmesi için isteyen sporcuların yurtdışına gidip bir şeyler öğrendikten sonra buradakilere bunu öğretmesi lazım. Takım stratejisinden uzak, bireysel beceriye bağlı geleneğin düzelmesi için bu tarz şeylere ihtiyacımız var. Ligin profesyonelleşmesine ise mesafeli bakıyorum. Profesyonellikle beraber gelecek paranın Küba futboluna mutsuzluk getireceği görüşündeyim. Ülkede futbol kültürünün gelişmesi amacıyla profesyonel rekabet için yurtdışına gitmek isteyen oyunculara devlet koyduğu yasalarla engel olmamalı. Zaten son yıllarda artan yabancı liglerin TV yayınlarıyla, genç futbolcu adaylarının yurtdışında oynamaya arzusu her geçen gün artıyor.’’
Küba Futbolunun Kısa Tarihi
Kübalı futbolseverlere ülkenin altın çağını sorduğunuzda, alacağınız cevap aynı olacaktır: 1930’lu yıllarda adadaki en popüler spor futbolken, Orta Amerika’nın da en güçlü ülkesiydiler. 1930 Pan-Amerikan Oyunları’nda alınan zafer, onları Fransa’da düzenlenen 1938 Dünya Kupası’na taşıdı. İlk turda Romanya’yı 3-3’ün rövanşında 2-1 geçerek çeyrek final biletini kaptılar. Antibes’de oynanan çeyrek final karşılaşmasında İsveç’e 8-0 yenilmelerine rağmen ülke tarihinin futboldaki en büyük başarısını elde etmiş oldular.
Küba futbolu 40’lı yıllardan sonra gerilemeye başladı. Özellikle de Fidel Castro ve Che Guevara önderliğindeki devrimden sonra ‘’el futbol’’ hükümet desteğini kaybetti. Dünya üzerindeki birçok insanın tanrısı olan futbola kuşkuyla yaklaşan Küba Devrimi, halkı uyutan bu oyuna mesafeli yaklaştı. Dünya tek kutuplu bir şekle evrilirken, futbol da bundan nasibini alarak endüstriyelleşmenin rüzgarına kapıldı. Artık her golün bir maddi karşılığı varken, taraftarlar da en iyi müşteri olacaktı. Ülke yönetiminin politikaları sayesinde bu rüzgardan kaçıp sakin bir kıyıya demir atan Küba futbolu bugün hala amatör seviyede. Oyuncuların aylık ortalama geliri 20 $ civarındayken, futbol sezonu Ocak’tan Haziran’a kadar sürüyor. Bu sebeple oyuncuların hepsi başka işlere sahip.
Küba’da Bir İtalyan
Şartlar böyle olunca çok az sayıda yabancı oyuncu Küba’da oynamayı tercih ediyor. Yabancı oyuncuların çoğu, tıp eğitimi için adaya gelen Afrikalı öğrenciler. Ancak geçen sezon Küba futbolunda uzun yıllardır görülmeyen bir gelişme oldu. Fiorentina alt yapısında yetişen Pietro Resta, La Habana formasıyla bambaşka bir deneyim yaşadı. Geçirdiği sakatlık sonrası tedavi için Küba’ya gelen İtalyan, adada kalarak futbol oynamayı tercih etti.
Karayiplerin bunaltıcı güneşi altında 1 sezon forma giyen 22 yaşındaki sol bek, 1959 yılından sonra adada oynayan ilk Avrupalı oldu. 1930’lu yıllarda İspanyol kökenli kulüpler sayesinde Avrupalı oyunculara aşina olan lig, Resta sayesinde 55 yıl sonra Avrupalı bir futbolcuyu izleme fırsatı buldu. 1 sezonluk fantastik deneyimini kendisine sorduğumuzda; ‘’Atmosfer eğlenceliydi, oyuncular maça hazırlanırken ve oynarken mutluydular. Küba’da maçlar büyük bir parti, İtalya’daki gibi savaş değil! Arada büyük bir fark var.’’ dedi. Kendisini en çok zorlayan şeyin bunaltıcı sıcaklar ve güneş olduğunu söylerken, ilk 2 haftanın ardından bu duruma alıştığını belirtti. Sezon boyunca alışmadığı tek şey ise kötü zeminlerdi. Resta’ya göre Küba futbolunda finansal ve lojistik destek hiç yok, formalarını bile adadaki İtalyanların desteğiyle yaptırıyorlar. U-20 milli takımının iyi sonuçlar aldığını ve kaliteli oyunculara sahip olduğunu söylerken, mücadeleci liglere gittikleri takdirde Küba futbolunun gelişebileceği düşüncesinde. Resta’nın ilgi uyandıran hikayesi ise maalesef kötü sonla bitti. Sezon sonunda sakatlandıktan sonra kramponlarını asan genç İtalyan artık Floransa’da kendine yeni bir yaşam kurma çabasında.
Küba futbolunun içinde bulunan kişilerin görüşlerini aldıktan sonra, futbol dünyasının ünik eserlerinden birisi olan Küba’nın da sisteme adapte olacağını tahmin etmek zor değil. Futboldaki şiddet ve kazanma hırsından bıktığımız şu günlerde Küba futbolunun hikayesinin Galeano Usta’nın tanımlamasındaki öyküye benzememesi dileğiyle…
Yazar: Sargın Tekşal
Yazar | sarginteksal@futbolakademi.net
Ringrazio Peppo Gariboldi per la traduzione dal turco
Cuba
diventasse uno dei caratteri principali di questa storia.
Abouaf, nato a Milano nel 1944 ha
una storia interessante che riguarda anche la Turchia. Per la
mamma nata ad Üsküdar (Istanbul), Abouaf ha seguito i legionari turchi in
Italia come Can Bartu e Şükrü Gülesin con occhi diversi. Anche se
la sua carriera calcistica è durata poco, dopo essersi trasferito all'Avana
nel 1983, ha avuto l'opportunità di seguire il calcio Cubano da vicino. “Il
problema maggiore nel calcio del paese –spiega Abouaf- è la scarsa conoscenza
tattica. Nonostante le qualità atletiche eccellenti dei giocatori che sono a nche abbastanza veloci, non sanno cosa fare off the
ball. Per superare questa mancanza, chi vuole dovrebbe poter andare all’estero
e condividere le conoscenze imparate con i nostri i compagni. C'è bisogno di progetti
del genere per sistemare il gioco senza strategia di squadra e basato
ancora sulle qualità individuali. Io non sono sicuro che il professionismo nel campionato sia del tutto positivo, perché credo che il troppo denaro entrato con il calcio, potrebbe portare problemi al calcio Cubano. Lo stato non dovrebbe proibire a quelli
che vogliono andare all’estero per una scelta professionale. Con
la trasmissione televisiva dei campionati stranieri negli ultimi anni, i
giovani cubani sognano sempre più di poter giocare all’estero e questo non sarebbe, in sé un fattore negativo.”
Ringrazio Peppo Gariboldi per la traduzione dal turco
Un
altro mondo del calcio: CUBA
07/05/2015
Mentre l’industrializzazione del gioco allontana la gente
dal suo spirito ogni giorno di più, esiste ancora un paese dove il campionato
non è ancora professionale. Il campionato locale Cubano festeggia il 100° anno,
ma recentemente tutti si fanno la stessa domanda:
Siamo sulla strada
giusta?
Importanti
progressi si notano nel Campeonato Nacional de Futbol de Cuba. Dopo che le
relazioni tra gli Stati Uniti e Cuba sono addolcite, i giocatori Cubani sognano
di oltrepassare il mare.
“La
qualità del calcio nel paese non è così alta” -osserva Osmany Torres,
giornalista ed ex capitano della squadra nazionale giovanile- “i giocatori
devono avere l’opportunità di giocare all’estero affinchè aquisiscano delle
competenze tecniche”
American
Dream
Andy
Ramos, uno dei pochi che ha avuto questa occasione, è andato a Miami a 21 anni.
Il giovane portiere, dopo la prima e ultima partita nazionale contro Panama, lamenta il fatto che a causa del suo contratto all’estero non potrà
più giocare per la squadra nazionale Cubana. “Non vorrei mai intervenire nel
politico” -esprime Ramos- “ma gli amanti dello sport non devono essere
allontanati dalla squadra nazionale per le loro scelte di carriera”.
Piacere o dovere?
Mentre la popolazione
giovane è d’accordo con
Osmany e Andy, ci sono anche quelli che sono
contenti della posizione Cubana nel mondo del calcio. Uno degli scrittori più
grandi dell’America Latina, Eduardo Galeano, descrive il viaggio storico del
calcio come “una storia dal piacere al dovere” ma Aldo Abouaf desiderebbe che
La storia rapida del
calcio Cubano
L’epoca
d’oro del calcio Cubano senza dubbio è negli anni ‘30, quando erano il Paese più
forte dell’America
Centrale.
La vittoria ottenuta nei gioci Panamericani nel 1930 li ha portati alla coppa
mondiale del 1938 in Francia dove sono arrivati nei quarti superando la
Romania con i risultati di 3-3 e 2-1. Nonostante la sconfitta di 8-0 contro la Svezia nella
partita dei quarti di finale ad Antibes, questo è rimasto, comunque, il maggior successo nella storia di calcio Cubano.
Si nota una regressione dopo gli anni ’50. In particolare
con la rivoluzione sotto il comando di Fidel Castro e Che Guevara, “el futbol”
ha perso il sostegno statale. Mentre in tutto il mondo il calcio si
industrializzava ed ogni gol portava un premio monetario, il calcio Cubano si
è isolato ed è rimasto ancora a livello amatoriale. Il reddito medio mensile dei
giocatori si aggira attorno ai 20$ ed il campionato si svolge da Gennaio a Giugno. Per
questo motivo tutti i giocatori hanno un altro lavoro.
Un Italiano a Cuba
Di
conseguenza, pochi giocatori stranieri preferiscono giocare a Cuba, la maggior parte sono studenti Africani arrivati sull’Isola per studiare medicina.
L’anno scorso però c'è stata una novità, mai accaduta per lunghi anni: Pietro
Resta, cresciuto nella squadra giovanile di Fiorentina ed
andato a Cuba per la cura di un infortunio, si è messo la maglia de “La Habana”
ed ha giocato una stagione intera, diventando così il primo Europeo, dal
1959, a giocare nell’Isola.
“L’atmosfera
era piacevole – spiega Resta durante un’intervista dopo 1 stagione – i
giocatori Cubani, prima e durante la partita sono felici. La partita di calcio
in
Cuba è una grande
festa, non una guerra come in Italia.
La sfida maggiore per me era il caldo e il sole ma dopo 2
settimane sono abituato. Una cosa che non mi sono potuto adattare era i campi
di bassa qualità.” Secondo
Resta,
non esiste un sostegno finanziario o logistico per il calcio a Cuba, pure le
maglie sono prodotte con il sostegno degli Italiani nell’Isola. La storia
interessante di Resta però non è andata a buon fine. Dopo l’infortunio ha
smesso di giocare a calcio ed ora deve farsi una vita nuova a Firenze.
Dopo
aver sentito le opinioni dei personaggi del calcio Cubano, non è difficile
prevedere l’adattamento di
Cuba,
un sistema quasi unico nel mondo del calcio, al sistema mondiale: ora che
siamo usciti dall'isolamento e con la forte ambizione di vincere nel calcio, ci auguriamo che la storia del calcio di Cuba non sarà simile a quella descritta del
grande Galeano...
Autore:
Sargın
Tekşal
Autore
| sarginteksal@futbolakademi.net
Nessun commento:
Posta un commento